Top-ads

Reyting rekorları kıran dizi şimdiden evlerin baş tacı oldu

By | Leave a Comment
Dönem dizisinde değil aile dramında oynuyoruz diyen ekip hangi ismi kilit oyuncu olarak görüyor?

Vatan'ın haberine göre, uzun bir süredir Türk dizileri konaklarda ve villalarda geçerken en sonunda samimi karakterlere sahip bir yapım Kanal D’de hayat buldu. “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” yayınlandığı ilk günden beri reyting sıralarının zirvesinde. Çünkü her bir oyuncu ailemizden biri gibi, en önemlisi ise gerçekleşen olaylar imkansızı zorlamıyor. Dizide, 60’lı yıllarda ailesi ve sevgilisi arasında kalan Ali Kaptan’ın evinde olup bitenler usta bir dinle anlatılıyor... Yapım ailece izlenebilen büyük bir dram... Sezonun iddialı yapımının anne-babası yani Erkan Petekkaya ve Ayça Bingöl ile çekimlerin yapıldığı Unkapanı’nda buluştuk ve dizinin gidişatına dair tüyolar aldık.

* Dizinin hissettirdiği duyguyu tam olarak nasıl tarif edebiliriz?

Erkan Petekkaya: Tek bir duygu yok; bir sürü var. Bir ailenin çöküşü, bir ailenin mutsuzluğu, şiddet, siyasi olaylar, örf ve âdetlere göre yaşamın nasıl şekillendiği ve bugünle arasındaki fark...

Ayça Bingöl: Umut, mücadele, hüzün ve aşk...

* “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisinin diğer dönem dizilerinden en büyük farkı nedir?

Erkan P.: Dönem dizisi değil, 60’lı yıllarda yaşayan bir ailenin hikayesi diyebiliriz. Hiçbirimiz bu diziyi tamamen bir dönem dizisi mantığı ile çekmiyoruz. Bu durum sanat grubunun işi. O dönemdeki aile yaşamını irdelemeye çalışıyoruz.

Ayça B.: Evrensel bir şey anlatıyoruz. 2000’li yıllarda da yaşanacak bir aile dramı. Zamansız anlatılacak hikayeleri, 1967’nin fonunda çektiğimiz için bu bir dönem dizisidir demiyoruz.

* Aile büyükleri size 60’ları anlatırken ilk verdiği detaylar ne olurdu?

Ayça B.: Daha çok annemle değil de babaannemin yaşadığı dönemden kalan siyah beyaz resimleri hatırlıyorum. Rolüme hazırlanırken de çok fazla siyah beyaz fotoğrafa baktım. Oradan bana geçecek bir şeyler bekledim. Gerçekten o durum size bir imaj yaratıyor. Oradaki ilişkilere baktığımda da daha fedakâr ve daha cefakâr anneler gördüm.

Erkan P.: En çok dikkatimi çeken insanların vücut ritmiydi. Şimdi herkes bir yerlere koşuyor. O zamanın insanları daha yavaş ve daha rahatmış. Mahalle ve komşuluk ilişkileri daha farklıymış. En çok dikkatimi çeken ritim ve insan ilişkileri...

Kilit karakterimiz evin küçüğü Osman

* Dizinin kilit karakteri sizce kim?

Erkan P.: Kesinlikle küçük çocuk Osman.

Ayça B.: Bence tek bir kilit karakter yok. Senaryonun bu kadar sağlam olmasındaki nedenlerden biri de bu. Osman’ın ağzından olayların anlatılması, onu ister istemez kilit yapıyor. Bence Ali, Cemile ve Carolin. Çünkü olayların gelişmesine o üçlü neden oluyor.

* Bir babanın müzik zevkini görüyoruz ve elindeki plaklarda Velvet, Beatles karşımıza çıkıyor. Bu detaylar önemli mi?

Erkan P.: Ben de Beatles severim. Benim babam da incelikler yapardı ama benim oynadığım karakter farklı bir adam. İnternet, televizyon sayesinde insanlar dünyanın her yerinden haberdar. O zaman böyle değildi. Biri yurt dışından gömlek bile getirse şaşılırdı. Şimdi öyle bir şey yok. Bu adam dünyayı geziyor ve Paris’i, Amsterdam’ı, İngiltere’yi biliyor. Uzun yol kaptanı olduğu için mahallesinden çok farklı bir adam. Evine geldiğinde adam yabancılaşıyor.

* Aileyi oluşturan çocuk oyuncuların hepsi ilk defa kamera karşısına geçiyor. Bu sizin işinizi zorlaştırıyor mu yoksa bir alternatif mi sağlıyor?

Erkan P.: Böyle olması çok daha zevkli. Ekibimizin nasıl çalıştığını bilmeseydim, korkardım. Seçilen arkadaşların hepsi 100’lerce insanın içinden seçildi. Hepsinin ayrı ayrı yetenekleri var. Küçük Osman’ın ruhunda oyunculuk var. Yüreğimizden oynuyoruz. Bazen sahneyi çektiğimizde biz de çok üzülüyoruz. Çok ağır bir dram hissediliyor, metin çok iyi yazılmış...

Ayça B.: Hiç irkilmedim. Bir kere yönetmenimize çok güveniyordum. Bu konuda içim çok rahattı ve kendimi bu projeye teslim ettim.

* Sizin ailenizde böyle sürtüşmeler olur muydu?

Erkan P.: Ben öyle bir ailede büyümediğim için hiçbiri olmazdı. Bu aile ile kıyaslanabilecek bir aile yapısı yok. Bana aileyi anlattırma yoksa diziyi tamamen anlatacağım.

* Dizi yayınlandıktan sonra en çok şaşırdığınız yorum ne oldu?

Ayça B.: Aldığım en hoş telefon oyuncu Nesrin Cevatzade’den geldi. “Çok teşekkürler, yaptığınız bu samimi ve ahlaklı işle bir sürü işin önünü açtınız” dedi. Kaliteyi yükseltmek çok önemli. Bugün bu iş reyting olarak karşılığını buluyorsa seneye böyle 3 proje daha yapılacak. Uzun bir süredir dizi izlemeyenler gerçek bir Türk dizisi izlemeye başladı.

"Cemile şimdilik bugünün kadını kadar cesur olamayacak"

* Cemile kocasını elde etmek için neler yapacak?

Bunu çok genelleyebiliriz. Cemile’nin hayattaki tavrına göre çok mücadeleci bir kadın. Dönemin koşullarını düşününce dar bir çevrede yetişmiş ve hiçbir ekonomik imkanı yok. Sadece kocasının eve getirdiği para ile geçimini sağlayan ve anne olmaktan öteye gidememiş bir kadın. Yalnız hem de... Onun yapabilirliklerinin sınırı nedeniyle elbet belli bir süre ayrılamayacak. Bugünün kadını kadar cesur hareket edemeyecek. Tabii ki kendi ayakları üzerinde duracağı bir dönem gelecek... Bu Cemile’nin yükseliş hikayesidir! En büyük tüyo bu... Dürüst ve gururlu olması işine yarayacak. En önemlisi çocuklarının da onunla birlik olmasıyla hayata tutunacak. Çok güçlü bir karakter. Televizyondan izleyiciye ulaştığımız için kadınların, güçlü kadın karakter görmek istediğini düşünüyorum. Çünkü hep erkek hikayeleri izliyoruz.

* Bu dizinin nasıl sonlanacağını fark edemiyoruz...

3 sezonluk bir dizi ve bunun içerisinde zaman atlamaları olacak. Dizinin önemli ayrıntısı ise izleyiciyi villa ve konak hayatından kurtarması.

"Hep salon adamını oynuyordum, izleyiciyi şaşırttım"

* Sizi genellikle iş adamı ya da Doğu kökenli karakterlerde izledik. Şehirli ve kaptan olma halini kendinize yakıştırdınız mı?

Benim için iyi oldu. Hep salon adamı oynadığımı söylüyorlardı. Aslında kabul edilmesi zor bir karakterde oynuyorum. O adam hem aile yaşamı yaşıyor hem de farklı bir dünyayı biliyor. Gelen yorumlara baktım, herkes şaşırmış. Çok gıcık oluyorlar ama tebrik de ediyorlar, böyle bir rolü kabul ettiğim için.

* Kendinizle ilgili ezber bozduğunuzu söyleyebilir miyiz?

Seyirciyi şaşırttım.

* Sizce Ali Kaptan’ın başka bir kadına aşık olmasında annenin suçu var mı?

Suç demeyelim ona... Cemile bence çok iyi bir karakter. Bir ilişki olmazsa olmaz, demek ki olmamış. Mutsuzluk suçlanacak bir şey değil. Adam sevgilisi için neredeyse ailesini dağıtıyor. Boşanmak şimdiki kadar kolay değil. Ali’yi o tarafa iten bir sürü sebepte var. Tam dönecek gibi oluyor, ev halkı ona tavır yapıyor. “Ben burada mutsuzum” deyip gidiyor.

* Oğlunuz diziyi izledi mi?

Ona diziyi izletmiyorum. İlk izlediğinde kıskandı. “Baba senin başka karın, çocukların mı var” dedi. Anlayamadı. Aldım sete götürdüm, olayın iç yüzünü anladı.

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

0 Comments:

Gelişmemiz için yorumlarınız bize yön gösterecek. Teşekkür ederiz.