Top-ads

Emre itaatsizlik hukuki bir süreçtir

By | Leave a Comment
Başbakan Erdoğan Kosova ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda resepsiyon verilmesiyle ilgili, ''29 Ekim kutlamalarının yeri bugüne kadar hep Çankaya olmuştur. Çankaya'nın dışında herhangi bir kutlama söz konusu olmamıştır. Dolayısıyla böyle bir alternatif kutlama, bugüne kadar farklı alanlarda, farklı yerlerde yapılmış olan kutlamalar da nasıl yanlış olmuşsa, bu da o denli yanlıştır ve bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Kosova'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in 29 Ekim Resepsiyonu'na katılmayan askerlerin emre itaatsizlik yaptığını söylediğini hatırlatması bu konuda aynı görüşte olup olmadığını sorarak, ''Eğer cevabınız 'Evet'se emre itaat etmeyen askerlerle ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmayı düşünüyor musunuz? CHP'den askerlerin görevden alınması yönünde görüşler sarf ediliyor'' demesi üzerine Başbakan Erdoğan, ''Bu bir davettir, bu davete icabet etmemenin Genelkurmay açısından ne denli yanlış olduğunu zaten daha önce ben açıkladım'' diye konuştu.

Bunun ötesinde birşey daha söylediğini, ''Bir alternatif kutlamanın hiç şık olmadığını ayrıca söylediğini'' belirten Erdoğan şöyle devam etti:

''29 Ekim kutlamalarının yeri bugüne kadar hep Çankaya olmuştur. Çankaya'nın dışında herhangi bir kutlama söz konusu olmamıştır. Dolayısıyla böyle bir alternatif kutlama, bugüne kadar farklı alanlarda, farklı yerlerde yapılmış olan kutlamalar da nasıl yanlış olmuşsa, bu da o denli yanlıştır ve bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Ne emre itaate girer, ne emre itaatsizliğe girer, onun değerlendirmesi hukuki bir süreçtir. O ayrı bir konudur. Kim nasıl ne zaman görevden alınır, alınamaz, bu konunun aklını da bize kimse vermesin. Biz bu görevimizi de gayet iyi biliyoruz. Kim görevden alınacaksa nasıl alınacaksa onu da yeri geldiği zaman yaparız, bundan da kimseye hesap vermeyiz. Yeter ki böyle bir yasal süreç söz konusu olsun. Ama böyle bir yasal süreç yoksa da... CHP'nin aklına da ihtiyacımız yok, onlar aklını kendilerine saklasın.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim'de canlı bomba eylemine ilişkin olarak, ''Tabii bu canlı bombanın ailesiyle olan ilişkiler vesaire bunları yine İçişleri Bakanlığımız takip ediyor. Şu anda yapılacak olan açıklamalar her ne kadar geçmiş itibariyle Hakurk'da bulunmuş olması gündeme getirildiyse, acaba bunun bağlantıları nedir ne değildir? Bunları şu anda açıklamak erken olur diye düşünüyorum'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Kosova'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir gazetecinin ''Taksim'deki saldırıyla ilgili eylemi yapan kişinin 2004 yılında PKK'ya katıldığı ifade edildi. Provokasyon yorumları var, bu yorumlara katılıyor musunuz?'' sorusu üzerine şu yanıtı verdi:

''İşin teknik boyutunu İstanbul'da arkadaşlarımız zaten açıkladılar. Yani olayın provokatif boyutu nedir ne değildir?. O süreç içerisinde tabi ki bunun takibi de ayrıca devam edecektir. Bir çok açıklamalar var. Tabi bu canlı bombanın ailesiyle olan ilişkiler vesaire bunları yine İçişleri Bakanlığımız takip ediyor. Şu anda yapılacak olan açıklamalar, her ne kadar geçmiş itibariyle Hakurk'da bulunmuş olması gündeme getirildiyse, acaba bunun bağlantıları nedir ne değildir? Bunları şu anda açıklamak erken olur diye düşünüyorum. Fakat aslolan şu ana kadar sürülen izde alınan neticelerdir ve bunların ben geleceğe yönelik canlı bombayla ilgili çok daha farklı bağlantıları belki de ortaya çıkaracaktır.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kosova'ya yapacakları ziyaretin Başbakan düzeyinde ilk kez gerçekleşeceğini belirterek, ''Orada bulunan soydaşlarımız kültürel bağlar noktasında ciddi bir köprü oluşturuyor''dedi.

Erdoğan, Kosova'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kosova Başbakanı Haşim Taçi'nin 19-22 Mayısta Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, kendilerinin de bugün iadeyi ziyarette bulunacaklarını söyledi. Kosova'da Aralık ayı başında erken seçim yapılacağını ifade eden Erdoğan, dün bu ülkede yapılan güven oylamasının programlarını aksatmayacağını dile getirdi.

Türkiye'nin, 17 Şubat 2008'de bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı ilk tanıyan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Kosova'ya Başbakan düzeyinde bu ilk ziyaretimiz oluyor'' dedi.

İki ülke arasında köklü, tarihi, kültürel ve sosyal ilişkiler olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, ''Orada bulunan soydaşlarımız çok ciddi bir köprü oluşturuyor. Kültürel bağlar noktasında Kosova ile olan bağlarımız çok çok güçlü'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Kosova'ya bağımsızlık öncesinde ve sonrasında desteğini sürdürdüğünü, TİKA'nın Kosova'daki yatırımlarının ciddi bir şekilde devam ettiğini, bu yatırımların özellikle oradaki tarihi, kültürel varlıkların korunmasına yönelik olduğunu bildirdi.

Ziyaretinde Kosova Meclis Başkanı Yakup Krasniçi ile de görüşeceklerini anlatan Erdoğan, Türler'in yoğun olarak yaşadığı Prizren şehrine de geçeceklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak mevcut sınırlar içerisinde çok kültürlü, demokratik, müreffeh ve istikrarlı bir Kosova'yı arzuladıklarını, Türkiye'nin bu konuda elinden gelen desteği vermeye devam ettiğini ifade ederek, Kosova'da şu anda Nato bünyesinde 530 Türk askerinin görev yaptığını, bu taburu da ziyaret etmeyi planladığını kaydetti.

Türkiye-Kosova ilişkilerinin daha ideal bir noktaya gelmesi için Türk girişimcilerin Kosova'da yatırımları olduğunu belirten Erdoğan, bu yatırımları teşvik etmeye devam edeceklerini de sözlerine ekledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Güvenlik güçlerine silah bırakın demek mümkün mü? Bunlar güvenlik gücünün zaten oluşumunun gerekleridir, sebepleridir. Bunun da gereğini güvenlik güçleri her zaman yapacaktır'' dedi.

Erdoğan, Kosova'ya hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, ''Terör örgütünün eylemsizlik kararı aldığı'' belirtilerek, ''Güvenlik güçlerinin operasyonlarının sürüp sürmeyeceğinin'' sorulması üzerine şunları söyledi:

''Operasyon... O konuda her zaman açıklamalarım ortada. Güvenlik güçlerinin bir defa görevi zaten durup dururken operasyon değildir. Alacağı herhangi bir istihbarat üzerine operasyondur. Bir yerde güvenliği tehdit eden bir adım atılıyorsa güvenlik güçleri ne yapacaktır? Aldığı bu istihbaratı değerlendirecektir ve bunun üzerine gidecektir. Böyle bir süreç içinde eğer güvenlik gücü operasyonunu yapmayıp da burada bir olumsuzluk geldiği zaman başta medya olmak üzere, 'güvenlik güçleri ne yapar' diye bu soruyu siz soracaksınız. Bu soruyu siz soracağınıza göre zaten oluşumunun nedeni olan bu operasyon kabiliyetini yok farz etmek mümkün mü? Güvenlik güçlerine silah bırakın demek mümkün mü? Bunlar güvenlik gücünün zaten oluşumunun gerekleridir, sebepleridir. Bunun da gereğini güvenlik güçleri her zaman yapacaktır. Burada terör örgütü silahı bıraktığı sürece zaten güvenlik gücünün de bu tür operasyonlara girmesine gerek kalmayacaktır. Olay bu kadar nettir.''

"BU İŞ BİTMİŞTİR"
Erdoğan, ''Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk'ün milletvekilliğine tekrar dönmek için yaptıkları başvuruyla ilgili TBMM Başkanı'nın açıklamaları oldu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusuna, şu cevabı verdi:

''TBMM Başkanlığının yapmış olduğu açıklama, bana göre yapması gereken bir açıklamaydı ve doğru bir açıklamaydı ve yapmıştır. İşin gerçeği de budur. Anayasa Mahkemesi hukuki noktada nihai bir mercidir, kararının vermiştir ve o karardan sonra Anayasa Mahkemesinin almış olduğu bu kararı değiştirme gibi bir şey de söz konusu değildir. Bu iş bitmiştir. Burada bana göre, girişim, 'Acaba buradan bir şey çıkar mı' mantığından kaynaklanmaktadır. Bunu cevabını TBMM verdi.''

Terör örgütünün eylemsizlik kararı açıklamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunurken de Başbakan Erdoğan, ''MHP Genel Başkanı'nın bu yaklaşım tarzı biliyorsunuz yeni değil. Bunu halkoylaması sırasında da söyledi ve söylediğinde ben çok ağır ifade kullandım'' dedi.

''Terör örgütüyle pazarlıkta olduklarına dair ifadeler kullandığını'' anlatan Erdoğan, ''O zaman kendisine, benim veya arkadaşlarıma terör örgütünün mensuplarıyla bu tür pazarlığa girdiği bir iddiadır, 'bu iddiayı ispat kendilerine düşer' ve 'bunu ispat edemezlerse bu bir alçaklıktır' demiştim, 'bu bir büyük iftiradır' demiştim. Ama o günden bu güne böyle bir açıklama yapmamışlardır, yapamamışlardır. Çünkü olmayan bir şeyin açıklaması zaten olmaz. Bunu yapamadılar'' diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Şimdi tekrar siyaset kurumu olarak, hükümet olarak böyle bir pazarlığın içinde olmamız söz konusu değildir. Böyle bir şey olamaz. Burada, devletin kurumları, kendi iktidarları dönemlerinde de bu tür görüşmeleri yapmıştır. Görüşmeyi bırakın, çok daha ileri gidiyorum; hakkında idam kararı olduğu halde sümen altı etmek suretiyle ölüm cezasını bile, ne zaman ki Meclis'ten ölüm cezası kaldırılmıştır ve bu süreçte de kendilerini rahata çıkarmışlardır. Bütün bu olayların hepsi çok açık ve net ortadadır.

Biz, ülkemizde özellikle bir konu üzerinde duruyoruz. Ülkemizde bizim terörle mücadeledeki süreci bir defa durdurmamız mümkün değil. Burada hangi siyasi parti olursa olsun, bu parlamentonun çatısı altında olan herkese düşen görev, terörle mücadelede el ele vermektir. Dün de örneklerini verdim. İngiltere'ye gidiyorsunuz, iktidarı muhalefet el ele veriyor terörle mücadele ediyor. İspanya'ya gidiyorsunuz, el ele veriyor terörle ortak mücadele ediyorlar.

Biz de maalesef muhalefet, iktidarı nasıl zayıf düşürürüz diye elinden gelen gayreti gösteriyor. Sağolsun medya aynı şekilde, nasıl bu konuda biz bu işe nasıl maydanoz oluruz bunun gayreti içerisine giriyor. Burada biz bu desteği hala yakalayamadık, el ele veremedik. Bunu yazılı, görsel medyanın bütün temsilcileriyle görüşüyoruz. Ne söylersek söyleyelim, Taksim olayında bile, her zaman bu görüntüler yayınlanmasın, şöyle olmasın ama bakıyorsunuz bir iki tanesi uyuyor ama diğerleri bakıyorsunuz sonuna kadar aynen devam ettiriyor. Bu konuda sıkıntımızın büyük olduğunu tekrar ifade etmem lazım.''

"SARI MONTLU KİŞİ" İDDİASI
Erdoğan, ''Diyalog müzakereye dönüştü şeklinde ifadeler var. Bunu doğrular mısınız? Taksim saldırısında sarı montlu biri olduğu, polis tarafından vurulduğu ve helikopterle götürüldüğü şeklinde iddialar var. Böyle bir bilgi geldi mi'' sorusu üzerine de devletin kurumlarının bu tür görüşmeleri yapabileceğini söyledi.

Erdoğan, ''Bu geçmişten bu yana hep yapılmıştır, bugün de yapılır, yarın da yapılır. Yani bunu artık konuşmak veya bunun müzakeresini aramızda yapmak yanlış olur diye düşünüyorum'' dedi.

Devletin, bunun için olduğunu, herkes ile görüşmeleri yaptığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Niye? Netice almak için var da devlet onun için... Tabii ki yapacak. İşi veya bir kilidi çözüme kavuşturmak istiyorsa bu tür adımları atacak. Bunlar atılmıştır, atılır, atılmaktadır ve atılacaktır da...

Taksim'e gelince, bir helikopterden bahsediyorsunuz. Ben Taksim Meydanı'na helikopter inip inmediğini doğrusu hiç duymadım, duyanlarınız var mı? Siz medyasınız. Bir helikopter indi mi oraya? Bilmiyorum, duymadım. Oraya helikopter inmişse bu zaten bellidir ama inmemişse helikopteri konuşmamızın hiç anlamı yok. Böyle faraziyeler üzerinde özellikle gerçeğe ulaşmak, hakikate ulaşmak yanlış olur. Böyle bir olay yok. Olay tamamıyla canlı bombanın şahsında başlamıştır, bitmiştir. 15 polis, 17 sivil yaralanmıştır. Hamdolsun herhangi bir ölüm olayı olmamıştır. Bunun yanında orada ikinci bir bu tür terörist olmuş olsa bunu da hemen etkisiz hale güvenlik güçlerimiz getirmiş olsa bu da belli olurdu. Bunların belli olması gizlenmeye gerekli olan şeyler değil. Tam aksine, açık olarak 'yakalandı bununla ilgili de soruşturmalar devam ediyor' deriz.''

GENELGE İDDİASI
Başbakan Erdoğan, ''29 Ekim resepsiyonu tartışılmaya devam ediyor. Adana'da bir olay yaşandı, resepsiyondan askerler, başörtülüler olduğu için ayrıldılar. Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlandığı iddia edilen bir genelgeden söz edildi; başörtülü olursa resepsiyondan ayrılın şeklinde... Nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusuna ise ''Bu tür bir genelgeden bilgim yok. Bu tür bir genelgeden bilgim olsa bunu da zaten hassasiyetle ele alır, gereği neyse bunun da gereğini yaparız'' yanıtını verdi.

AA

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

0 Comments:

Gelişmemiz için yorumlarınız bize yön gösterecek. Teşekkür ederiz.